Eğitim İş İzmir 6 Nolu Şube

DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ’NDE ÇOCUK HAKLARI TEHDİT ALTINDA

Sendika Haberleri

DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ’NDE ÇOCUK HAKLARI TEHDİT ALTINDA

20/11/2023

Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ardından her yıl 20 Kasım tarihi, dünya çocuk hakları günü olarak kabul edilmektedir. Çocuk hakları ve bu haklara ulaşamayan çocuklar hakkında farkındalık oluşturmak bu günün kutlanma amaçları arasında yer almaktadır.
Türkiye’nin 1990 yılında imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine, etnik kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlayarak yaşama hakkı başta olmak üzere; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma haklarını içermektedir.
1982 Anayasası’na göre “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” (madde 41) ve “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.” (madde 50) düzenlemeleriyle çocuk sömürüsü ve istihdamı engellenerek anayasal güvence sağlanmıştır.
Ancak bugün AKP iktidarının çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği ortadadır.
Çocuk işçi sayısı, her geçen gün artmakta, hatta meslek okulları, MESEM’ler, kayıtdışı istihdama göz yumma politikaları vesilesiyle sıradanlaştırılmaktadır.
Ülkede insan haklarının geriletilmesi çocuklarımızı da vurmakta, onların evrensel haklarını da gasp etmektedir. Birçok çocuğumuz barınmadan sağlığa kadar temel insan haklarına erişmekten uzaktır.
Okul çağında olmasına rağmen, sokaklarda, tarlada, fabrikada çalıştırılan, şiddetin, istismarın, zorla ve erken yaşta evliliklerin kurbanı olan milyonlarca çocuk bulunmaktadır.
Resmi istatistik kurumu TÜİK’in verilerine göre 2022’de 720 bin kız çocuğunun okuldan ayrıldığı görülmektedir.  Yine TÜİK verilerine göre, 2022 yılında 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı 23 bin 906'dır.
Çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Bu yıl en az 47 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirmiştir. 
Öte yandan okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. İstatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 93,85’e düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 93,82’ye gerilemiştir. Bu rakamlar, çocukların eğitim hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koymaktadır.
Çocuk istismarı, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin aksine yaygın ve sistematik olarak işlenmektedir.
Yaşanan bu insanlık dışı suçları ise; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenilebileceği, babanın öz kızına şehvet duymasının günah olmadığı konusunda fetva verenlerin, karma eğitimi tahrik edici bulan ve yasaklamaya kalkanların siyasi iktidar tarafından korunup kollanmasının, Karaman örneğinde olduğu gibi ülkede yaşanan cinsel istismarların üzerinin örtülmeye çalışılmasının bir sonucu olarak görmekteyiz.
Devlet, “çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek”le sorumludur. Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Çocuklar taciz ve tecavüze karşı korunmasız bırakılmakta, çocuklar mağdur edilirken tecavüzcüler ise özgür bırakılmaktadır. Çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan tablo ülkemizde çocuk haklarının sadece kağıt üzerinde kaldığını göstermektedir.
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” sözleri ışığında, tüm çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, her türlü istismar ve baskıdan uzak gelişimlerini sağlayabildikleri bir ülke hepimizin ortak özlemi olmalıdır.
Eğitim-İş olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm çocukların eğitim hakkı başta olmak üzere en temel haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele etmeye, çocuk işçiliğe, çocuk istismarına, taciz ve tecavüze karşı durmaya devam edeceğiz.
                   MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

EĞİTİM İŞ İZMİR 6 NOLU ŞUBE 1. OLAĞAN GENEL KURUL İLANI

Sendikamız Eğitim İş İzmir 6 No’lu şubesi 1. Olağan Genel kurulu 11/05/ 2024 Cumartesi günü saat 10:00’da AtatürkMahallesi Mercan Sokak 7/9 adresinde bulunan şubemizdeyapılacaktır. Birinci gün çoğunluk sağlanamaması durumundaolağan Genel Kurulumuz 12/05/ 2024 Pazar günü saat 10:00’da aynı adreste yapılacaktır.

 

 

Eğitim İş İzmir 6 No’lu Şube

Yönetim Kurulu

 

GÜNDEM

 

1)    Yoklama ve açılış

2)    Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı

3)    Divanın oluşturulması, 

4)    Divanın gündemi okuması ve oylanması

5)    Açılış konuşması,

6)    Gerekli komisyonların oluşturulması, 

7)    Yönetim kurulu raporunun okunması, görüşülmesi,

8)    Çalışma programı ve bütçenin görüşülerek kararabağlanması, 

9)    Yeni seçilecek organlara adayların belirlenmesi, 

10)    Adayların konuşmaları

11)    Seçimler

12)    Dilek ve temenniler, 

13)    Kapanış.

 

DEVAMI

"KARANLIKTA EĞİTİME HAYIR" BASIN AÇIKLAMAMIZ

21 Aralık 2023 tarihinde "Karanlıkta Eğitime Hayır!" eylemimizle ilgili basın açıklamamızı Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirdik.

BASIN AÇIKLAMAMIZ

EĞİTİMİN İÇİNE ATILDIĞI MADDİ VE MANEVİ KARANLIKTAN

KURTARMAK İÇİN ALANLARA ÇIKIYORUZ!

 

Eğitim gün ışığında olmalı, günün aydınlanması ile başlamalı kararması ile bitmeli. Eğitimi ve çalışma saatlerini gün ışığına göre planlamayan AKP, 2016’dan beri hayatımıza soktuğu kalıcı yaz saati uygulamasıyla da, özellikle kış mevsiminde, tüm ülkeyi karanlığa mahkum etmiştir.

Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda

• Gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır. Uykuya ve gün ışığına gelişimsel olarak en ihtiyaç duyduğu yıllarda çocuklarımızın bu kör, ışıksız saatlerde okula gitmek zorunda bırakılması velileri de zora düşürmektedir. Özellikle kış mevsiminde, günün ilk ders saatlerinde çocuklar henüz uyku mahmurluğunu üzerlerinden atamadığı için verim alınamamaktadır.

Ayrıca vurgulamak gerekir ki eğitimin içine atıldığı zifiri karanlık, sadece saat ayarlamasıyla da dağılmayacak haldedir. Yıllardır dikkat çektiğimiz okul/derslik sayısındaki yetersizlik nedeniyle büyükşehirlerde bile birçok okulda ikili eğitim devam etmekte, bir okul binasında birkaç okulu dolduracak kadar çok sayıda öğrenci, adeta vardiyalı biçimde eğitim görmektedir. AKP’nin 5 yıl önce bitirme sözü verdiği ikili eğitim garabeti nedeniyle bir grup öğrenci okula daha gün ağarmadan giderken, okula geç gelen grup ise ancak akşam karanlığında evine dönebilmektedir. Ailelerin sosyal ve kültürel yaşamlarını da baltalayan ikili eğitim sistemi devam ettikçe, öğrencilerin hem soyut hem de somut anlamda karanlıkta kalması kaçınılmazdır.

• Gün ışığına göre planlanmayan çalışma saatleri ve kalıcı yaz saati uygulaması ekonomiyi de vurmaktadır. Yanlış ekonomi yönetimi nedeniyle krizin eşiğine getirilen Türkiye ekonomisi bilimsel olmayan bu uygulama nedeniyle darbe yemektedir. Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca yurttaşların ezici bir çoğunluğu barınma ve fatura giderleri altında ezilirken, bu saat uygulaması yüzünden mecburi kılınan fazladan enerji tüketimi, hanelerin yükünü daha da artırmaktadır. Karanlık yüzünden mecbur bırakılan bu tüketim aracılığıyla halk daha da yoksullaşırken yandaş enerji firmaları zenginleşmekte, ekonomik adaletsizlik derinleştirilmektedir.

• Gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatleri güvenlik açığı yaratmaktadır. Çalışanların, öğrencilerin, velilerin sabahın veya akşamın kör karanlığında yollarda olmak durumunda kalması, güvenlik açısından da kaygı verici olaylara meydan vermektedir. Günün zifiri karanlıkta başlatılması, trafik kazalarının artmasına da zemin hazırlamaktadır.

Eğitim-İş olarak hükümete bir kez daha sesleniyoruz: Hiçbir bilimsel temeli olmayan, milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan, ülkede koca bir güvenlik açığı oluşturan kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçin! Ders saatleri gün ışığına göre ayarlanmalı, okul ve derslik ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklarımız sabahın ilk saatlerinde karanlık sınıflarda ders dinlemeye, akşamın karanlık saatlerinde evine dönmeye mahkum edilmemelidir. Çocuk güne, gün ışığında başlamalı, eğitim gün ışığında olmalı!

Yanlış ekonomi politikalarıyla, gerici hamlelerle, adaletsizliklerle manevi olarak koyu bir karanlığın içine itilen ülkeyi, bir de somut bir karanlığa mahkûm etmeyin!

Üstelik eğitimin içine atıldığı soyut karanlık daha da büyüktür. Tarikatlar, MEB desteğiyle ve protokoller aracılığıyla eğitimde cirit atmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in pişkince tarikatlarla protokolleri sürdüreceklerini açıklaması, eğitimdeki gerici kuşatmanın dozunun daha da artırılacağının emaresi olmuştur.

Bu durumda Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak bizlere düşen de eğitimi içine gömüldüğü bu manevi karanlıktan da kurtarmaktır. Kurtaracağız!

Eğitim-İş olarak;

“Okullarımızda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz!!!” sloganıyla eylemlilik sürecimizi başlatıyoruz.

Tüm yurttaşlara eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz!

Tüm siyasi partileri, sendikaları, meslek odalarını, dernekleri ve velilerimizi, bugünümüze ve yarınımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz!

Gelin hep birlikte Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e, devrimlerine, emanetlerine ve Cumhuriyetimize ilelebet sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan edelim!

Eğitim-İş olarak;

▪Tüm illerde, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün

“Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyettir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.” sözlerini içeren pankartları sendika binalarımıza asacağız.  

▪ Çocuklarımıza sahip çıkıyoruz” sloganı ile tüm velilerimizi eylemliliğimize davet edeceğiz, okullara dilekçe vermeleri çağrısını yapacağız.

Eğitim-İş olarak hem örgütsel hem de hukuki olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha ilan edeceğiz.

▪ Bugün “Karanlıkta eğitime hayır” eylemliliğimizde “okullarda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz, okullar öğretmenlerin iş yerleridir” diyor ve eylemliliğimizi ilan ediyoruz!

▪ Önümüzdeki hafta kokartlarla okullarda olacağız, derslere kokartlarımızla gireceğiz, tüm velilerimize de çağrı yaparak alanlarda olacağız!

▪ Tüm il örgütlerimiz aracılığıyla her ilin vekillerine Anayasayı ve yeminlerini hatırlatıcı fax veya mail eylemliliği başlatacağız!

Ve süreci dinamik bir şekilde değerlendirmeye devam edeceğiz.

Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkacağız!!

Tüm demokratik kitle örgütleriyle ve yurttaşlarımızla birlikte mücadeleyi büyütmeye varız, biz hazırız!

İlelebet Cumhuriyet, ilelebet Cumhuriyet, ilelebet Cumhuriyet!!!

DEVAMI

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013